Dua, kulun acziyetini kabul etmesi ve acziyetini giderip karşılık beklemeden yardım edebilecek tek zat olan Allahu Teâlâ'ya yönelmesidir.

Dua, kulun Rabbine en yakın olduğu andır. Ellerini açtığında, kendisini duyan ve dinleyen birinin olduğunu bilir, kalbine dokunan huzuru ve ellerine yağan rahmeti hisseder. Adeta boyut değiştirir. Huşu ile edilen duanın hiçbir şey tutmaz. Bu sebepledir ki kişi dua ederken huşusunu bozacak dış etkenlerden kaçınmalı, dikkatini dağıtacak yerlerden uzak durmalı, aklını ve gönlünü tek hizaya getirmeli, dili ile olduğu kadar gönlü ile de dua etmelidir. Allahu Teâlâ, gönüllerden geçen en ufak sese bile kayıtsız kalmaz ve kulunun gönlüne dokunarak ferah kapılarını açar.

Dua, hava gibi, su gibi, insanın en büyük ihtiyacıdır. Bu ihtiyacını her nefes alışında giderebileceği gibi, özel anlarda özel şekilde dua etmeyi de ihmal etmemelidir. Özellikle mübarek gün ve geceleri gaflette geçirmemeli, ganimet bilmelidir. Önemli bir haceti ve dileği olan kişi, farz namazların ardından dua etmeyi ihmal etmemelidir. Özellikle sabah namazı vaktini boş geçirmemeli, dilek ve hacetlerini bu zamanlarda istemelidir. Ezan okunurken ve ezanla kamet arası edilen duaların kabul vaktidir. Bu zamanları boş laflarla geçirmek yerine dua ile değerlendirmek en güzel davranıştır.

Gece, herkes uyurken kişi Rabbi ile baş başa kalıp dileklerini ve hacetlerini dua dua istemelidir. Gecenin kalbinde, Kur'an'ın kalbi olan Yasin Suresi'ni okuyarak, en Sevgilinin (S.A.V.) en sevdiği an olan namazla yardım istemeli, dilek ve hacetlerini verecek olanın sadece Rabbi olduğuna gönülden inanmalıdır. Araya hiçbir varlığı aracı kılmamalı, olur mu olmaz mı diye şüpheye düşmemelidir. Zira kul, duasının kabul edilmediğini düşünmediği müddetçe duası kabul edilmiştir. Bu müjdeyi aklından çıkarmadan, hulusi kalp ile dua etmelidir. Yağmur duasına giderken yanına şemsiye almayı ihmal etmeyen kişinin inancı ile dua etmelidir.

Unutulmaması gereken en önemli hususlardan biri de, kişi dileğini ayet-i kerimelerdeki dua ayetleri ile istemelidir. Ardından Allah Rasulunun (S.A.V.) bizzat ettiği ve tavsiye buyurduğu sahih dualarla dua etmelidir. Eğer vakti var ise alim ve velilerin tavsiye ettiği denenmiş duaları da kendi duasına katmalı, dileklerini Allahu Teâlâ'dan istemelidir.

Taberani'nin hasen senedle rivayet ettiği hadis-i şerifte Allah Rasulu (S.A.V.) şöyle buyurmuşlardır:

"Sabahlayınca ve akşama ulaşınca bu kelimelerle dua eden kişiye Cenab-ı Hak, her ne dileği varsa verir."

"Allah'ım, beni yaratan Sensin, beni doğru yola ileten Sensin, beni doyuran Sensin, benim susuzluğumu gideren Sensin. Beni Sen öldürür ve Sen diriltirsin."